AB,Yeni Dünya Düzeni ve Semboller

Merhabalar, Ab,yeni dünya düzeni ve semboller üzerine bir yazı yazmış bulunmaktayım,umarım hoşunuza gider,en azından konu hakkında sizleri sorgulamaya yönlendirebilirsem ne mutlu bana.Sonuçta buradaki yazılar benim düşüncelerim,doğru,yanlış,saçma ya da mantıklı... asıl önemli olan sizleri araştırmaya itecek gazı verebilmek.

Başlayak öyleyse,
Avrupa birliği ve birleşmiş milletler,isimlere takılmaya gerek yok, bunlar yeni dünya düzeni adına hizmet veren masonik oluşumlardır. Milliyetçilik ve kültür gibi olguları, sözüm ona din ve ekonomi birliği adı altında yok ederek, tek tip Avrupa birliği vatandaşını ortaya çıkarmışlardır. Her ülke için benzer yaşam tarzını,eğitim sistemini,pop kültürünü empoze ederek birbirinden pek de farklı olmayan 500 milyonluk bir devlet oluşturdular.ABD'deki eyalet sistemine benzetebiliriz.Bu çalışmalar sağlam siyasi sistem üzerine kurulmuş tek devlet,tek millet,tek din projesinin başarılı bir örneğidir.

Bir de bizim gibi birliğe alınmadan sömürülen ülkeler var,medyada sürekli uyum yasaları,avrupa birliğine girme başlığı altında haberler yayınlanıyor.Bu politikaların amacı, Halkı Avrupa birliğine girmenin daha mantıklı bir hareket olacağına inandırmaktır.Oysa Türkiye olarak Nato ve gümrük birliği anlaşmasıyla zaten Avrupa'nın içindeyiz,aç bir ayının pençesindeyiz de diyebiliriz.Nato sayesinde askeri bir taşerondan farkımız yok,gümrük birliği anlaşmasıyla da üretimimiz durma noktasına gelmiş,Türkiye ithal mallarla dolup taşmıştır.Son yıllarda olduğu gibi şimdi de özelleştirmelerle fabrikalarımız ve doğal kaynaklarımız önceden ayarlanmış şirketlere devrediliyor,ülkenin elinin,kolunun daha sıkı bağlanması sağlanıyor.

Tüpraş örneği oku dostum oku... http://www.urundergisi.com/makaleler.php?ID=1569

Özelleştirmeler sonrası anlık sıcak arayı gören badem bıyıklımız da ekonomiye renk geldi diyor,doğrudur bokun da bir rengi var,siyah ise en baskın renktir yoksa badem karanlığa mı gönderme yapıyor...

Geçen sene girmeye çalıştığımız Avrupa Birliği'nde Lizbon anlaşması yürürlüğe girdi,Türkiye'de ne düzgün bir haber,ne de bir tartışma programı yapıldı,ulan bu kadar mı satılık adamlarsınız ey medya....

Ne mi oldu?

1 Aralık'ta tam yürürlüğe giren Lizbon Antlaşmasıyla birlikte temelde birçok Avrupa milletleri için ulusal egemenlik sona erdi. Birçok Avrupa vatandaşları için önemli kararlar,bu çakallar tarafından verilmiş oldu.Tüm Avrupa ülkelerini bir bayrak altında topladılar diyebiliriz (zaten böyleydi diyebilirsiniz zira bu ülkelerinin herhangi bir konuda karar verme şansları da kalmadı,tam bağımlılık!!) Yeni dünya düzeni, Avrupa ve ABD'nin paralel politikalarıyla nihayi düzene doğru daha da güçlendi.

Lizbon Antlaşmasında  onaylanan değişiklikler:

  • 6 aylık dönüşümlü başkanlık sistemini kaldırıp yerine, 2,5 yıllık süre için üye ülkelerin oy birliğiyle atayacakları AB Konseyi Başkanı'nı getirmektedir. Bu başkan yılda 4 kez toplanacak AB zirvelerine de başkanlık edecektir.
  • Dış politikada tek seslilik amaçlı olarak atanan AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ise, Dışişleri Bakanlarını buluşturan Dış İlişkiler Konseyi toplantılarına başkanlık edecek ve AB Komisyonu başkan yardımcılığı görevini de üstlenecektir ve eşgüdüm sağlayacaktır. İngiltere'nin ısrarı üzerine "AB Dışişleri Bakanı" sıfatı değiştirilmiştir.
  • AB'nin 5 yıllık dönemlerle her ülkeden birer temsilciyle çalışması hedeflenen yeni anayasada, 2014 yılından itibaren komiser sayısının, üye ülke sayısının üçte ikisine düşürülecek ve bazı ülkeler komisyona dönüşümlü üye gönderecektir.
  • İkili çoğunluk sistemi olarak adlandırılan nitelikli oylama yöntemi, karar alınabilmesi için ülke sayısı dikkate alındığında yüzde 55 ve ülke nüfusları dikkate alındığında yüzde 65 destek bulunmasını gerekli kılıyor.
  • AB bütçesi, dış politika ve vergi gibi konularda karar alınabilmesi için, "İkili çoğunluk sistemi" geçerli olmayacak ve üye ülkelerin oy birliği gerekecek.
  • Üye ülkelerin ulusal meclisleri, AB Komisyonunun hazırladığı yasa tasarılarını yeniden incelenmek üzere geri gönderme yetkisine sahip olacaktır....
Dr. Dilek YİĞİT 'in konuyla ilgili yazısı http://www.sde.org.tr/tr/haberler/1570/lizbon-antlasmasi-avrupa-anayasalasma-surecinin-sonu-mu.aspx

Ey arkadaşlar,eyy gençlik, bu Avrupa birliği var ya bu avrupa birliği,eyyy dostum bu avrupa birliği var ya,eyyy modernim,eyy bağnazım,eyyy esnafım,eyyy işi gücü particilik olan,eyyy badem,eyyy Kemalist,eyyyyy fetocu bu avrupa birliği var ya götümüze girsin...zaten sözüm ona küreselleşme adı altında karar verme gücümüzü kaybettik,avrupaya girerek ülkenin anahtarını da verelim tam olsun.


Birazdan avrupa birliğinin sembollerine değinicem ama daha öncesinde Avrupa Birliği düşüncesi ve masonik bağlantısı üzerine kısa bir bilgi vermek istiyorum..


Avrupa Birliği denince akla ilk gelmesi gereken isimlerden Kont Richard Kalergi'nin Siyonist Theodore Herzle ile yakın bağlantısı vardı.Ölümünden sonra yerine geçen ve aynı zamanda Yahudi olan Otto Von Habsburg,mason locasının büyükustası olmuştur.

Kont Richard Kalergi, 1894-1972 arası yaşamıştır. avrupa birliği fikrinin yakın zamanlardaki babası, avrupa birliği hareketi'nin kurucusu.


Avusturya Macaristan İmparatorluğu diplomatı olan bir kont ile japon bir annenin çocuğu olan Coedenho ve Kalergi birinci dünya savaşı'ndan sonra, 1923'te dönemin tanınmış kişilerine binlerce kartpostal göndermiş ve pan-avrupa adlı bir broşür yayınlamıştır. Bu broşürün içinde her okuyucuyu avrupa birliği hareketi'ne davet eden bir form da koyan Coedenhove-Kalergi, Avrupa birliği'ni hedefleyen ilk kitlesel hareketin kurucusu olarak bilinir.


Albert Einstein, Thomas Mann, Sigmund Freud, Rainer Maria Rilke, Miguel de Unamuno, Salvador de Madariaga, Ortega y Gasset, Konrad Adenauer gibi kişilerin üyesi olduğu ve desteklediği avrupa birliği hareketi ilk kongresini 1926'da Viyana'da yapmış ve Aristide Briand'ı (Mason) onursal başkan olarak seçmiştir.


Richard Coudenhove-Kalergi, bu girişimin başarısız olmasından sonra Abd'ye gitmiş ve ikinci dünya savaşı'ndan sonra Avrupa'ya geri dönerek Avrupa birliği fikrini tekrar gündeme getirmiştir.


Yazının buradan sonrasının başlığı Avrupa Birliği ve Semboller olsun...





Brüksel de bulunan AB merkezinin önündeki heykene bakalım,

Söz konusu heykelimiz pagan tanrıçası Europa heykeli,hikayesine gelince,

Europa Suriyeli çok güzel bir kızdı. Öyleki parlak teni göz alıcı bakışı ile dillere destan olmuştu. Eğlenceyi ve gezmeyi çok severdi. Sabahtan akşama kadar tüm vaktini kırlarda deniz kıyısında arkadaşları ile birlikte gezerek geçirirdi. Gene böyle bir gün, deniz kenarındaki bahçelerden birinde arkadaşları ile çiçek toplarken Zeus Europa'yı gördü. Onun güzelliği baş tanrının aklını başından almıştı.

Karısı Hera'nın haberi olmadan güzel Suriyeliye yaklaşabilmek için altın rengi bir boğa şekline girdi ve kızların çiçek topladıkları bahçenin etrafında gezinmeye başladı. Kızlar boğadan korkmak bir yana onu çok sevimli bulmuşlardı, ona yaklaşarak sevmeye başladılar. Güzel Europa ona yaklaştığı anda boğa yere yatarak kızın ayaklarına kapandı. Europa boğanın sırtını okşayarak yavaşça üzerine oturdu.Tam arkadaşlarıda ona katılacakken boğa birden ayaklandı ve ve sırtında Europa ile denize doğru koşmaya başladı. Deniz kenarına vardığında azgın dalgaların hepsi sakinleşmiş durulmuştu. Boğa dalgaları yararak, denizde kumlu bir ovada koşuyormuş gibi hızla oradan uzaklaştı.

Bir süre sonra kıyıya vardıklarında Zeus genç kızı bir çınarın gölgesine bıraktı ve boğa şeklinden sıyrılarak tekrar tanrı şekline döndü ve ona kendisini tanıttı. Horalar aceleyle Zeus ve Europa için bir yatak hazırladılar. Bu birleşmenin yapıldığı yere gölge saldığı için o günden beri çınar ağacı yapraklarını hiç dökmez. Kirid kralı Minos bu birlikteliğin sonucunda doğmuştur.(Alıntı)

Bu heykellerin hiç mi anlamı yok ya da sadece europa isminden dolayı mı sembol oldular?

Bu örğütün tanrısı Lusifer olduğuna göre Zeus burada Şeytan'ı temsil ediyor. Zeus'un Europa'ya sahip olması,Lusifer'in Avrupa'ya egemen olması gibi bir anlam ortaya çıkarıyor.





İngilizce daha uzun bir bilgi http://en.wikipedia.org/wiki/Europa_%28mythology%29


Babil Kulesi

Bir diğer sembol ise Babil kulesi ve Parlamento binasının benzerliği,ayrıca yasaklanmış bir AB posterinde de Babil kulesi konu edilmiş.



Babil kulesiyle ilgili kısa bir bilgi verecek olursak;

Tevrat'a göre, Tufan'dan sonra hepsi aynı dili konuşan yeryüzündeki insanlar Babil ülkesindeki Şinar Ovası'na geldiler. Burada kuracakları kentte çok yüksek bir kule yapmaya giriştiler.
 Pek çok efsanede ve kutsal kitaplarda adı geçen Babil Kulesi, yeryüzündeki ulusların ve onların konuşmakta olduğu binlerce dilin nasıl ortaya çıktığıyla ilgili bir inanış unsurudur: İnsanlar, Tanrıya ulaşmak ve ona daha yakın olabilmek için, uyum içerisinde ve büyük bir istekle göğe yükselen bir kule inşa etmeye girişmişlerdir. Kule, çok geçmeden yükselmeye başlamış ve bunu gören Tanrı, kuleyi inşa eden her insana ayrı bir dil vermiş, onları dünyanın dört bir tarafına savurmuştur. İnsanlar birbirleriyle anlaşamadıkları için kulenin yapımı da durmuş ve dünya üzerinde çok sayıda ulus ve bu uluslara ait binlerce dil türemiştir.

Ama efsaneye göre bu kuleyi, Tanrıya ulaşmak veya Tanrı'ya tapmak için değil,Tanrı gibi olmak amacıyla yaptılar,kafir bir düşünceyle yani.

Eksi ahitin arami dilindeki tasfirinde;
“God has no right to choose the upper world for Himself, and to leave the lower world to us; therefore we will beuild us a tower.”. 

Tanrının yeryüzünü bize bırakmaya, gökleri de kendisi için seçmeye hakkı yok,bu yüzden kendimize kule yapıcaz. Bunun bir satanik kule olduğu aşikar.

Peki Babil kulesi ile Avrupa Birliği'nin ne tür bir bağlantısı var? Parlamento binası açık bir şekilde Babil kulesine neden benziyor?

Daha önceden de belirttiğimiz gibi bu gizli örgüt şeytana tapıyor, bu yüzden babil kulesini sembol olarak seçtiler,onların tanrısı lusifer ve onu göklere çıkarmak istiyorlar.(sembolik tabi bunlar,adamlar için ritüelik bir değeri var) Babil kulesini tamamlayan bir parlamento binası yapıyorlar,neden? Avrupayı ele geçirdik diyorlar bi nevi,tüm avrupada lusiferin egemen olduğunu gösteriyorlar,
Şimdi Babil kulesi ve Avrupa birliği parlament binasına bir bakalım.



Avrupa Birliği Parlamento Binası







Babil Kulesi ve Parlamento binası,birbirlerini tamamlıyorlar...













                                              Peki Bu yasaklanan resimde gözünüze çarpan birşey var mı?

Ben söyleyim yıldızlar birer okült sembol olarak kullanılmış,Baphomet yani şeytanı sembolize etmekte.
Baphomet ismi, Tapınak Şövalyeleri tarikatının kaldırılmasıyla ortaya çıkmıştır. Önceleri tarikat mensuplarının taptığı put, daha sonra ise şeytan olarak tarif edilmiştir.


 Avrupa Birliği kendisini Tanrı'ya doğrudan muhalefet olarak görmektedir.Hıristiyan kilisesi devirmek için yasalar da yavaş yavaş değişiyor zira vatikan sapkınlıklarla kiliseyi mundar etmiş durumda.
Daha önceki yazılarda bahsettiğim gibi dinlerin çöküşüyle Lusifer inancı yükselecek.Albert Pike'nin mektubunda bu proje göze çarpmaktadır.



Gene bu parlamento binasıyla ilişkili olarak boş bir koltuktan bahsedelim.Parlamento içinde bulunan 666 nolu koltuk bu güne kadar kimseye tahsis edilmemiş.

Revelation 13:18: "Here is wisdom. Let him that hath understanding count the number of the beast: for it is the number of a man; and his number is Six hundred threescore and six." That is 666.

Vahiy  13:18:  Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı 666'dır.

Tüm koltuklar belli kişilere verilmişken sadece 666. koltuk kimseye verilmemiş,çocuk mu bunlar bir bildirleri vardır herhalde.

Bakın sıralamaya:

660 Marchiani
661 Montfort
662 Quiero
663 Souchet
664 Thomas-Mauro
665 Zizzner
666 -------
667 Cappato
668 Turco
669 Bonino
670 Pannella
671 Dupuis
672 Della Vedova

Parlament binasında 785 üye var ama sadece 666.koltuk boş,belki de şeytan ayırtmıştır.


Image


Sonuç olarak yeni dünya düzeni emellerinde olan illuminati,komunizmi yeteri kadar kullandıktan sonra avrupa birliği projesine geçmişti.Yukarıda bahsettiğim gibi Lizbon anlaşmasıyla daha da güçlendiler,yakında ne yapacaklar bilemem ama AB nin çok fazla dayanacağını sanmıyorum,parçalanır mı bilinmez,daha iyiye gitmeyeceği aşikar.Kriz mıriz diyerek ülkerleri çamura saplayacakları Yunanistan örneğiyle belli oldu,birçok ab ülkesi siki tutmuş vaziyette.Nasıl ki kendi kurdukları Sovyet Rusya'yı parçalayıp bir sürü ülke çıkardılar,hepsine silah satıp savaştırdılar,aynısını avrupaya da yapabilirler.

saygılar efenim...

0 yorum:

Blogger Templates by Blog Forum